Ü.A., yıllardır hayalini kurduğu otomobili 2009’de aldı. Bir süre sonra, araç henüz 12 bin kilometredeyken skandal nitelikte bir olay yaşandı. Yolda kalan otomobil, çekiciyle yetkili servise çekildi. Büyük bir heyecanla arıza sebebini araştıran Ü.A., sıfır aldığı aracın radyatörüne koruyucu parça takılmadığını öğrenince hayatının şokunu yaşadı. Radyatöre küçük bir taşın isabet etmesiyle radyatörün delindiğini, içindeki suyun boşalması ile de motorun ağır hasara uğradığının belirterek Tüketici Mahkemesi’nin yolunu tuttu.
Yapılan bilirkişi incelemesinde araçta hararet göstergesinin ve koruyucu ekipmanların bulunmadığı, bu durumun imalat hatası olduğunun anlaşıldığı, tamiratın garanti kapsamında yapılmasının istenmesine rağmen kabul edilmediği tespit edildi.
Mağdur Ü.A. aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde satış bedeli olan 20 bin TL’nin, 3 bin TL manevi tazminatın, aracın servise alındığı tarihten itibaren kullanılmak mecburiyetinde kalınan kiralık vasıta için ödenmiş bin 200 TL’nin, bu olay nedeniyle sarf etmek mecburiyetinde kaldıkları tespit masrafları, ihtarname keşide masrafları ve karşılıksız kalan sigorta primlerinin tutarlarının aracın yolda kaldığı 01.06.2010 tarihinden itibaren hesap edilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etti.
Davalı otomobil fabrikası ile sigorta şirketi, davanın reddini talep etti. Mahkeme; dava konusu aracın radyatörüne gelen bir taş parçasının çarpıp oluşturduğu çatlakla soğutma suyunun eksilip hararete yol açması sonucu arızanın oluştuğu, aracın mekanik ve malzeme olarak darbeye dayanıklı olmadığına hükmetti.
Mahkeme, bu hususun imalat kaynaklı gizli ayıp olduğu, dolayısıyla davacının seçimlik haklarını kullanma hakkının doğduğu gerekçesiyle aracın ayıpsız misli ile değişim ve bin 200 TL araç kiralama bedeli talebinin kabulüne, bin 500 liralık manevi tazminat talebinin kabulüne karar verdi.
Kararı davalı otomobil fabrikası temyiz edince devreye Yargıtay 13. Hukuk Dairesi girdi. Daire, ‘Dava konusu araçta mıcır sıçraması hâlinde radyatörü koruyacak parçanın bulunmadığının belirtildiği, buna mukabil davalılarca, koruyucu parçanın donanım kapsamında değerlendirilmesi gereken bir parça olduğu, fiyat ve model farkı nedeni ile bu parçanın davaya konu araçta bulunmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca mahkemece, davaya konu araç ile aynı model araçlarda, 08/07/2010 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen radyatör koruyucu parçanın bulunup bulunmadığı hususunun araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır, bozma nedenidir. Davalının, davacının garanti kapsamında tamirat talebini kabul etmemesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun kabulüne imkan yoktur. Öyle ise bu davada manevi tazminatın şartlarının varlığından söz edilemez. Buna rağmen mahkemece, manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.’ gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Yeniden görülen davada 1. Tüketici Mahkemesi, ilk kararında direnince devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.
“Araç misli ile değiştirilmelidir”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda, araçta radyatörü koruyacak parçanın bulunmamasının gizli ayıp olduğu hüküm altına alındı. Oy çokluğu ile alınan kararda şöyle denildi: “Somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu araç seyir hâlindeyken aracın radyatörüne gelen bir taş parçasının çarpıp oluşturduğu çatlakla soğutma suyunun eksilip hararete yol açması sonucu araçta arıza oluştuğu hususunda mahkeme ve 13. Hukuk Dairesi arasında çekişme bulunmamaktadır. Ayıbın tanımı, bir malda normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların yer almasıdır. Tüketicinin satın aldığı bir araçtan beklentisi asgari güvenliğin sağlanması suretiyle sürüş olduğuna göre, her sürüşte mümkün olabilecek mıcır sıçramasından radyatörü koruyacak malzeme olmaksızın eksik parça ile satılan aracın ayıplı olduğunda duraksama olmamalıdır. Ülkenin yol şartlarına uygun olmayan nitelikte aracın piyasaya sürülmesinin, en başta güvenlik zafiyeti oluşturacağı ve bu nedenle donanım farklılığı olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, aynı model araçlarda bahsedilen radyatörü koruyacak parçanın bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemenin davalı H.A. Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. yönünden araçtaki eksikliğin gizli ayıp olduğu gerekçesiyle aracın misli ile değişimi talebinin kabulüne dair tesis edilen direnme kararı yerindedir.”
Mağdur otomobil sahibi 11 yıl sonra muradına ererken, sıfır araçtaki hataya da Yargıtay “dur” demiş oldu.
Yorum bırak