Koronavirüs salgını tüm dünyada 70 milyondan fazla kişide görülürken bilim insanlarından kritik bir uyarı geldi. Bilim insanları virüsün mutasyonlarının yedi ana gruba ayrıldığını açıklayarak, koronanın genetik yapısında gelecek önemli bir değişikliğin aşıları etkisiz hale getirme potansiyeli bulunduğunu söyledi.
NTV’de yer alan habere göre, koronavirüs salgını etkisi sürdürmeye devam ederken, bilim insanları ise salgına karşı sıkı çalışmalarına devam ediyor. Bilim insanları, yeni tip koronavirüsün mutasyonlarına dair dünyadaki en kapsamlı veritabanı olan Global Initiative on Sharing All Influenza Data’da (GISAID) yer alan 185 binden fazla genom örneğini analiz ederek, ana mutasyonların küresel hakimiyetinin zaman içinde nasıl değiştiğini gösterdi.
7 ANA GRUBA AYRILDI
Buna göre, virüs insanlara adapte olmasının ardından yedi ana gruba ayrıldı. Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrinde bulunan L varyasyonu, 2020’nin başında yerini S türüne bıraktı. Onu V ve G mutasyonları izledi. Ardından virüs farklı kıtalara ulaştıkça GR, GH ve GV şeklinde mutasyona uğradı. Diğer birkaç nadir mutasyon ise toplu olarak O türü olarak ayrıldı.
Araştırmacılar, virüste meydana gelen bu değişiklikleri haritalama ve anlamlandırmanın Kovid-19 hastalığı ile mücadele stratejileri geliştirmek için çok önemli olduğunu söyledi. Güney Avustralya’nın baş tıbbi danışmanı Nicola Spurrier, “Virüsün genetik değişikliklerine bakılmasının nedeni, bunun onun nereden geldiğini bulmak ve salgının gelecekte hangi boyutlara ulaşacağını bilmemiz açısından kritiktir” dedi.
VİRÜSÜN MUTASYONU NASIL İZLENİYOR?
Mutasyon, bir organizmanın genetik materyalinde meydana gelen değişikliğe deniliyor. Koronavirüs insanlardan insanlara bulaştığında kendisinin milyonlarca kopyasını oluşturuyor. Oluşan her kopya ise aynı olmuyor. Konaklarda meydana gelen küçük mutasyonlar ise birikerek virüs yayılmaya devam ederken tekrar tekrar kopyalanıyor.
Salgının başlarında virüs, dünya çapında nispeten hızlı bir şekilde ilerledi ve düzenli olarak yeni salgınlara yol açtı. Bu süre zarfında, GISAID’ye bildirilen örnekler arasında daha çeşitli varyasyonlar görüldü. Ancak ülkeler sınırlarını kapatmaya başladıkça virüs daha yavaş bir şekilde mutasyona uğradı ve daha dirençli olan G tipi varyasyonları mevcut olduğu ülkelerde hakim oldu.
Asya’da Çin de dahil olmak üzere birçok ülke hızla sınırları kapattığı ve hareketi kısıtladığı için orijinal L türü daha fazla görüldü. Buna karşın Kuzey Amerika ve Avrupa, hareketi en azından başlangıçta bu kadar kısıtlamayarak virüsün daha hızlı yayılmasına ve mutasyona uğramasına izin verdi.
DÜNYADA EN DOMİNANT TÜR 614G
Melbourne Deakin Üniversitesi Sağlık Fakültesi’nden epidemiyoloji başkanı Catherine Bennett, “Koronavirüs süper yayıcı olarak adlandırılan toplu etkinliklerde hızla hareket ediyor. Spesifik bir mutasyon olan 614G, en yaygın varyant haline geldi. Fakat bu virüsün orijinal halinden daha bulaşıcı olduğu anlamına gelmiyor” dedi.
“VİRÜS MUTASYONA UĞRARSA AŞIDAN KAÇABİLİR”
Bennett, “Virüsü bir aşıya karşı dayanıklı hale getiren değişikliklerden kaçınmanın en iyi yolu, onun yayılmasını engellemektir. Virüs, özellikle başak proteininde önemli bir değişikliğe uğrarsa o zaman aşıdan kaçabilir. Saati yavaşlatmak için küresel olarak iletimi yavaşlatmak istiyoruz” dedi.
Yorum bırak