Türk Ticaret Kanunu Çalıştayı’nın 10. Yılı Bursa’da gerçekleşirken, panelde konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Dünya bizle iş yaparken hukuk garantisi istiyor” açıklamasında bulundu.
10.Yılında Türk Ticaret Çalıştayı Crowne Plaza’ da gerçekleşti. Çalıştaya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar, Bursa Valisi Yakup Canbolat ve AK Parti Bursa İl başkanı Davut Gürkan katıldı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:
“10. Yılında Türk Ticaret Kanunu Çalıştayı vesilesiyle her birinizi Yüce Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Çalıştay’ımızın hayırlı olmasını diliyorum. Adalet sistemimizde aksaklık varsa üzerinde tartışmak ve çözüm önerilerini hayata geçirmek için adım atmak büyük katkı sağlamaktadır. Ülkemiz büyük değişimler yaşayan bir ülke. Her alanda alt yapı, üst yapı değişirken hukuk alanında da değişim ve dönüşüm yaşandı. Anayasada köklü reformlar yaptık. Temel hak ve hürriyetlere ilişkin kısımlarda daha ileri taşıyıcı düzenlemeler hayata geçirdik. Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık, kişisel verileri koruma altına alarak onur ve haysiyetleri korumak için adımlar attık.”
‘PEK ÇOK KISITLAMAYI ORTADAN KALDIRDIK’
“Hakkında herhangi bir soruşturma var diyerek seyahat hakkı engellenen vatandaşlara artık sadece hakim kararı ile bu kısıtlamaya maruz kalabiliyor. Hukuk devletine aykırı pek çok kısıtlamaya ortadan kaldırdık. Çocuk haklarını anayasamıza taşıdık. Kamu denetçiliği kurduk. Bilgi edinme ve değerlendirme kurumunu kurduk. Devletimizi, kurum ve kuruluşları bakımında her bir vatandaşa açmış olduk. Bu hakkı her vatandaşımız özgürce kullanabilmektedir. İç hukuk ile uluslararsı hukuk çatışmasında, taraf olduğumuz her sözleşmeyi iç hukukumuzun bir parçası haline getirerek önlem aldık. Bireysel başvuru hakkı getirmek suretiyle hakkı engellenen vatandaşlar anayasaya bireysel olarak başvurabiliyor. Parlementer hükümet sisteminden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek bir sistem devrimi gerçekleştirdik.”
‘CİDDİ REFORMLAR GETİRDİK’
“Öte yandan temel yasalar ile de ciddi reformlar getirdik. Türk Medeni kanununu kendi meclisinde kendi hukukçularının alın teri ve tecrübesi ile biz yaptık, bize ait bir medeni kanun yaptık. Ceza, borçlar, medeni ve bugün çalıştığımız Türk Ticaret Kanunu gibi kanunları kendi milletimizin hukukçuları tasarladı. Bunlar kolay değil zor işlerdir. Bir Adalet Bakanı olarak yasa ihracı yaptığımızı haklı gururunu yaşarken, buna vesile olan siz değerli hukukçulara teşekkür ediyorum. Enine boyuna 2 gün sürecek çalıştayımızda her bir konu tartışılsın, çözümler üretilsin. Teknoloji ile ticaret hukukunun at başı gitmesi için neler yapılabiliri konuşmalıyız. Kontrol dışında büyük değişimler yaşanıyor. Bizde yakından takip ediyoruz. Hukuk alt yapımızın bu değişime ayak uyduran, vatandaşımıza iyi ki adalet var dedirten hukuk yazmalıyız. O yüzde bu çalıştaya çok önem verdiğimizi belirtmek isterim. 208 ülkeye ihracat yapan büyük bir ülke olduk. Sadece üretim yaparak değil hukuk uygulamaları ile de bu noktaya geldik. Takip eden değil takip edilen bir ülke olmamız için bu alanda da öncü olmamız gerekiyor. Vazgeçmeden yola devam etmemiz gerekiyor.”
“Bu çalışmaların her birini organize etmeye, desteklemeye, önünü açmaya devam edeceğiz. Ustaların detaylarına girmeyi doğru görmeyiz. Detaylar ustaların konuşacağı işlerdir. Ticaret kaynaklı uyuşmazlıkların mahkeme yolu ile çözülmesine çok ihtiyacımız var. Arabuluculuk ile istediğimiz başarıyı elde etmiş değiliz. Mahkeme kapılarına düşmeden yüzde 99 başarı var. İş mahkemelerinde yüzde 57. Ticari uyuşmazlık ise yüzde 52 ile istemediğimiz rakamlarda değiliz. Bunu daha ileriye götürmek için gayret etmemiz gerekiyor. 5-10 yıl süren davalar varken bunu göze alıp arabuluculuk ile anlaşmaktan neden vazgeçiyor? sorusuna çözüm bulmamız gerekiyor. İhtilafların kısa sürede çözüme kavuşması, ticari yatırım ile ülkemizin yatırım alabilmesi için önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Avukatla temsil konusunda ise en yüksek temsil oranı yüzde 95 ile en iyi rakam. Ceza davalarında cmk içine girince yüzde 57. Diğerlerinde yüzde 80’leri görüyoruz. Ticaret Kanunu için iyi bir yerdeyiz bu konuda. İş dünyası ana merkezi olan Bursa’dan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sadece ihtilaf sürecinde değil, daha öncesinde hukukçuları işletmelerde istihdam etmekte fayda var diyorum. Milyonlarca lira kaybeden, itibar kaybeden iş insanları oluyor. Bu sorunların çözümü hukukçu istihdam etmektir. Buradan bir eleştiri söylüyorum. İş dünyasının avukat çalıştırma zorunluluğunun kaldırılmasını istemesi. Bu işi bilenlerin dayanışma içinde olması, dünyada rekabet edebilmek ve ihtilafa neden olmayacak şekilde konuların değerlendirmesi bakımından önemli değil mi? Hukukçulara çalışmak, hukukun klavuzluğunda yol almak çok değerlidir.”
TÜRK EVİ İNŞAATI İDDİALARI
“ABD’de Türk Evi inşaatında avukat ihalesi açtıklarını söylediler. Şaşırdım. Orada bu konuda, orada ihtilaf var mı, imarda, mirasta sorun var mı diye bakarak öyle belediyeye başvuruda bulunuyorlar. O işte ihtilaf, sorun çıkar mı? Bizde öyle yapsak ülkemize ve milletimize fayda sağlamış oluruz. İş insanlarına sesleniyorum! Hukukçular sizin daha çok kazanmanıza, işlerinizin sorunsuz ilerlemesine katkıda bulunacaklardır. Hukuk yolu, kural yolu dünya ile rekabet edebilmektir. Dünya bizle iş yaparken hukuk garantisi istiyor. Devletin olduğu gibi şirketlerinde bu konuda dikkat etmesi gerekiyor. İş dünyamız inşallah bu eleştiriyi farklı değerlendirmez. Milyarlarca lira yatırım yaparken ufak bir nedenle mahkeme kapısına düşüyorsak bir bakmamız gerekiyor. O yüzden bizim Ticaret Kanunu ile hukuk sisteminin başarılı olması için kurallara uygun hareket etmek büyük güç elde etmemiz gerekecektir.”
‘ADALETİN VAKTİNDE TECELLİ ETMESİ HEPİMİZİN ARZUSU’
“Türkiye’de adaletin vaktinde tecelli etmesi hepimizin arzusudur. Her iş vaktinde güzel olur. Her suçun soruşturması ve yargılaması aynı sürede olmadığını bilmeniz gerekir. Hızlandırılmış yargılama, hakkın doğru tespiti ve teslimi konusunda sorun yaşatabilir. Makul sürede yargılamaların tamamlanması konusunda yargı süreci süresini gözden geçiriyoruz. 50-60 sene süren davalar için bakanlığımız kısa süre sonra ülke gündeminde tasfiye edecek adım atacağımızı buradan bildiriyorum. Bu süreler bizim için bir ayıptır. Hicap duyuyorum. Vatandaşların hak arayışları konusunda makul sürede sonuçlanması önemli adımların bir tanesidir. İçinden çıkılmaz hale gelen ve karara bağlanması konusunda çekinen arkadaşlarımız adına adım atarak yasal bir düzenleme getireceğimizi ifade ediyorum. Çanakkale’de 52 senedir süren bir dava var. Bu olabilir mi? Bu konuda önemli adımlar atacağız.”
TÜKİYE YÜZYILI VURGUSU
“Özellikle vatandaşlarımız yargılama sürecinde hak mahrumiyetine uğramamaları için hukuki yardım konusunu tekrar gözden geçiriyoruz. Türkiye Yüzyılı’da vatandaşının yanında olan bir devlet olarak yüzyıla uygun hale geleceğiz. Vatandaşların haklarını etkin ve doğru ifa edebilmeleri için yeni kaynakları hizmetlerine sunacağız. Kanun var yeter demeden, yardım edecek hukuk devleti Türkiye var demenin önemini buradan ifade etmek istiyorum. Anayasada bazı maddelerin değiştirilmesine dair Cumhur İttifakı hazırlığımız var. Kılıçdaroğlu başörtüsü konusunda bir adım attı. Cumhurbaşkanımız da bir daha gündeme gelmeyecek şekilde kanun yapalım dedi. Yarın yasakçı bir hükümet gelirse bizim vatandaşımıza sunduğumuz kazanımlarımızı ellerinden alabilir. Başı açık ya da örtülülere adil davrandılar mı? Herkes ibadete katılma hakkına sahiptir. Kimse katılmaya zorlanamaz derken kadınlar inancından dolayı kınandı ve zorlandı mı? İdamla bile yargılananlar oldu. Anayasayı çiğneyen nice yargı kararlarına imzalar atıldı. Anayasa 42; kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Bırakılmadı mı? Yasada başı açık ya da örtülü şartı yokken yıllar yılı inancı gereği başını örttüğü için ya başını aç ya da eğitimden vazgeç eylemine maruz kaldı. Merve Kavakçı’nın başına gelenlere hepimiz şahidiz. Biz 42’nci yasaya adım attık. O dönem Anayasa Mahkemesi bir hukuk garabetine imza attı ardından AK Parti’ye kapatma davası açtılar. Yıl 2008 idi. Cumhurbaşkanımızın eşi, Emine Hanım GATA’da bir sanatçımızın tedavisine gitmek isteyince başı kapalı diye içeriye alınmadı. Bu yasaklar yeniden vuku bulur diye endişe etmelerini istemiyoruz. Bu ayrımcılığa tekrar maruz kalmasın istiyoruz. Kamu ya da özel sektörden yararlanmak isteyenlere her türlü hizmet alabilmesi konusunda laik devlet anlayışına uygun bir güvence gerekmiyor mu?”
‘BU KONUDA SİYASİ HESAP OLMAZ’
“Aile Türk toplumunun gereğidir, temelinde bir adım atmak istiyoruz. Evlilik kadın ile erkek arasında olsun şeklinde bir yasa getirmek istiyoruz. Buna bile karşı çıkıyorlar. Bu milletin tamamının müttefik olduğu bir konuyu anayasaya dahil etmek istiyoruz. Çünkü Meksika, Polonya, Macaristan gibi ülkelerde aileyi koruyan ve idari tedbir alınan uygulamalar olduğunu görüyoruz. Aileye bir tehdit unsuru olan durumlara karşı hareket etmemiz gerekiyor. Bu duruma dair getirdiğimiz yasaya karşı çıkacak bahane bile bulamayacak meclisteki partiler. Bu partileri ziyaret ettik. CHP dışındaki partiler olumlu görüş bildirdi. HDP baş örtüsüne desteğiz dedi, aile konusunda da ne yapabiliriz bakacağız dediler. İYİ Parti değerlendireceğini söylüyor. CHP içinde olmak istemediğini, referandum istemediğini belirtirken genel başkana sunacaklarını ilettiler. Umarım hayal kırıklığına uğramayız. Bu konuda siyasi hesap olamaz. Önümüzdeki hafta teklif açıklanınca inşallah aileyi koruyan, din ve vicdan konusunda reforma her siyasi parti katkı sunar.”
Yorum bırak