TBMM Genel Kurulu gündemindeki torba kanun teklifinin esnek çalışmayla ilgili maddeleri çalışanları ve işçi sendikalarını endişelendiriyor. TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK hafta içinde ortak açıklama yaparak düzenlemelerin geri çekilmesini istedi.
Teklifte esnek çalışmaya ilişkin üç düzenleme bulunuyor. Düzenlemeler, çalışanları ihbar ve kıdem tazminatı, iş güvencesi, işe iade, emeklilik bakımından nasıl etkileyecek? Ahmet Kıvanç Habertürk okurlarının sorularını yanıtladı
ESNEK ÇALIŞMA DÜZENLEMELERİ ÇALIŞANLARI NASIL ETKİLEYECEK?
Çalıştığım işyerinde işçi sendikası işyeri temsilcisi olduğum için, arkadaşlar TBMM’de görüşülen torba kanun teklifindeki esnek çalışma düzenlemesinin ne anlama geldiği konusunda benden bilgi istiyorlar. Ben de sizden yardım istiyorum. Bu düzenleme ne anlama geliyor, neleri değiştiriyor, kimleri etkileyecek? (Hasan C.)
TBMM’de görüşülen torba kanun teklifinde esnek çalışmayla ilgili üç madde yer alıyor. Her bir düzenlemenin çalışanları nasıl etkileyeceğini tek tek anlatacağım.
Birinci düzenleme: Tam süreli çalışırken kısmi süreli olarak çalışmaya geçmeyi kabul edenlere, aylık olarak, asgari ücretin yüzde 10’una kadar vergi istisnası uygulanmasını öngörüyor. Örneğin, ayda 30 gün yerine 15 gün çalışmayı kabul eden ve günlük ücreti 150 lira olan kişi esnek çalışmaya geçtiğinde kendisine ayda brüt 4 bin 500 lira yerine 2 bin 250 lira ödenecek. Bu ücretten yüzde 15 oranında sigorta primi kesildikten sonra kalan tutar üzerinden alınması gereken yüzde 15 oranında gelir vergisi 12 ay süreyle alınmayacak.
Kısmi süreli çalışmaya geçme zorunluluğu bulunmuyor ama işverenin işçilere bu konuda baskı yapması söz konusu olabilir. İşçi baskı sonucu tam süreli çalışmadan kısmi süreli çalışmaya geçmeyi kabul ederse geçmiş yıllara ait kıdem tazminatının neye göre hesaplanacağı tartışma konusu olur. Geçmiş yılların kıdem tazminatı, 30 günlük ücret üzerinden mi, 15 günlük ücret üzerinden mi ödenecek, bu konuda belirsizlik yaşanır. Kısmi süreli çalışmaya geçtikten sonraki süreler için kıdem tazminatında zaten bir hak kaybı olacak ama önceki yılların kıdem tazminatı da bir anlamda riske girecek.
İkinci düzenleme: 25 yaşından küçük, 50 yaşından büyük işçilerin belirli süreli sözleşme ile çalıştırılması sırasında İş Kanunu’ndaki belirli süreli sözleşmeyle ilgili kısıtlamaların uygulanması öngörülüyor. İş Kanunu’na göre, normalde bir işçi ile süreli sözleşme yapılabilmesi için işin de süreli olması gibi objektif kriterler aranıyor. İnşaat işlerinde, mevsimlik işlerde, turizm sektöründe işçiler yaygın bir şekilde süreli sözleşme ile çalıştırılabiliyor. Ancak, mevcut kanuna göre işçi aynı işverence iki sezon üst üste çalıştırıldığında sözleşmesi süresiz sözleşmeye dönüşüyor ve olası işten çıkarma ya da sözleşmenin bir sonraki sezonda yenilenmemesi durumunda ihbar ve kıdem tazminatı, işe iade gibi haklardan yararlanabiliyorlar.
Yeni düzenleme hayata geçtiğinde belirli süreli sözleşme yapılırken objektif kriter aranmayacak ve iki yıla kadar zincirleme sözleşme yapılsa bile süresiz sözleşmeye dönüşemeyecek. İşveren örneğin 6’şar aylık sürelerle sözleşme yapıp, sözleşme süresini iki yıla kadar uzatabilecek.
İki yıllık süre sınırı aynı işverenle yapılan sözleşmeler için geçerli. 50 yaşından büyük bir işçi bu yaştan sonraki çalışma yaşamının tamamında farklı işverenlerde 2’şer yıllık sözleşmelerle çalıştırılabilir. Aynı şey, 25 yaşını dolduruncaya kadar gençler için de geçerlidir. Bu durumda işçi ile işveren ilişkisi sözleşme süresinin bitiminde kendiliğinden sona ereceğinden bu şekilde çalışılan süreler için ihbar ve kıdem tazminatı söz konusu olmayacak.
İşçi sayısı 30’dan fazla olan işyerlerinde işçilerin iş güvencesi vardır. İşçi haklı gerekçe olmadan işten çıkartılırsa işe iade davası açarak işe dönebilir. Belirli süreli sözleşme ile çalışanlar iş güvencesinden, işe iade hakkından yararlanamazlar.
Üçüncü düzenleme: 25 yaşından küçük kişilerin ayda 10 günden az çalışması halinde malullük, yaşlılık, ölüm aylığı için gerekli olan uzun vadeli sigorta kollarından prim yatırılmaması öngörülüyor. Bu durum, gençlerin 25 yaşını dolduruncaya kadar çalıştığı sürelerin emekliliğe sayılmaması riskini beraberinde getirecek. Mevcut uygulamada part time çalışan işçilerin sigorta primleri tam yatırılıyor. Yeni düzenlemeyle 25 yaş altındaki bir genç günde toplam 9 saat üzerinden beş ayrı işverene bağlı olarak çalıştı diyelim. Çalıştığı işverenlerin hepsi sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile genel sağlık sigortası primi yatıracaklar, emekliliğe esas prim yatırmayacaklar. Genç çalışanların emeklilik primi ödemeleri 25 yaşından önce başlamayabilecek. Bundan dolayı emeklilik için gerekli prim gün sayısını doldurmakta zorlanacaklar, doldursalar bile daha az prim günüyle emekli olacakları için emekli aylıkları düşük bağlanacak.
Gençler düzenli bir işte çalışamayacakları için 25 yaşına kadar olan dönemde kıdem tazminatından da yararlanamayacaklar.
KAMUDA EK DERS ÜCRETİ İLE ÇALIŞANIN EMEKLİ AYLIĞI KESİLİR Mİ?
1956 doğumluyum. SSK emeklisiyim. Ekonomik koşullar sebebiyle ek ders ücreti karşılığı öğretmenlik yaparak çalışmak için başvurdum. Görüştüğüm okul ve ilçe milli eğitim müdürlükleri emekli maaşımın kesileceğini söylediler. Ben 4/A kapsamında olduğum için kesilmemesi gerektiğini söyledim. “Maaşım 4/C emeklisi olmam halinde kesilir, 4/A emeklisi olursam kesilmez” diye biliyorum. Bu konuda ne okul, ne ilçe milli eğitim, ne de SGK müdürlükleri tatmin edici bir cevap veremedi. Size sormak istediğim, bu durumda ücretli öğretmen olarak çalışırsam emekli maaşım kesilir mi? Kesilirse kaçta kaçı kesilir? Kesilmezse bunun yasal dayanağı nedir? (İzzet E.)
5335 Sayılı Kanun’un 30. maddesi, emekli aylığı alanların kamuda nasıl çalışabileceklerini düzenliyor. Kanuna göre, sadece 4/C’liler (Emekli Sandığı) değil, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin yüzde 50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılmaları halinde emekli aylığının kesilmesi gerekir.
Aynı kanun maddesinin 4. fıkrasının (f) bendine göre, “Yaş haddini aşmamış olmaları kaydıyla her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders görevi verilenler” hakkında bu kural uygulanmaz. Devlet okullarında ders ücreti karşılığı görev yapmanız, emekli aylığınızın kesilmesini gerektirmez.
BAĞ-KUR’LU ENGELLİ RAPORUYLA NE ZAMAN EMEKLİ OLABİLİR?
Babam 60 yaşında. Gözleri yüzde 10 görüyor. Engelli raporu henüz almadık ama yüzde 80 oranında engelli raporunun çıkacağını düşünüyoruz. Kendisi şu ana kadar sigortasını BAĞ-KUR üzerinden yatırdı. İşyeri kapandı. Sigortalılığı 2002 yılında başladığı için 62 yaşında emekli olabiliyor. Şu ana kadar tüm primleri en düşük ücretten yattı ancak toplamda 7257 gün prim yatırılmış durumda. Eğer engelli veya malulen emekli olursa ne kadar maaş alır. Yaşı bekleyip emekli olmasına göre bir dezavantajı olur mu? (Burak C.)
İlk defa 4/b’li (BAĞ-KUR) olarak sigortalı çalışmaya 8 Eylül 1999 sonrası başlayanlar 9000 prim günüyle 60 yaşında, en az 5400 prim günüyle ise 62 yaşında emekli olabilirler. Babanız eksik prim günüyle 62 yaşında emekli olduğunda 7257 gün üzerinden emekli aylığı bağlanır.
Engelli raporu daha yüksek emekli aylığı bağlama imkanı vermez ama iki yıl beklemeden hemen emekli olmasını sağlar. Engelli raporu ile emekli olabilmesi için engellilik oranının en az yüzde 40 olması gerekir. Engellilik oranı yüzde 40-59 arasında olan BAĞ-KUR’lular 18 yıl sigortalılık süresi ve 4680 prim gününü tamamladıklarında yaşı beklemeden emekli olabilir. Yaş ve sigortalılık süresi koşulunu yerine getirmiş olduğu için, en az yüzde 40 oranında engelli raporu alması durumunda emekli aylığını hemen bağlatabilir.
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ ALANLARIN KIDEM TAZMİNATI NASIL HESAPLANIR?
Önümüzdeki günlerde askere gideceğim. Kasım ayının 16’sında şu an çalışmakta olduğum şirkette 2. yılım dolmakta. Tazminatımı son 6 ay üzerinden mi hesaplayacaklar? Altı aydır kısa çalışma ödeneği aldığımdan kıdem tazminatım nasıl hesaplanacak? Geçen yıl aynı şirketin bir mağazasından başka mağazasına gittim. Bu durum tazminat hakkımı olumsuz etkiler mi? Askere gideceğimden dolayı tazminat hakkımı günü gününe nasıl net öğrenebilirim? (Samet Ö.)
Kısa çalışma gibi iş sözleşmesinin askıda olduğu dönemlerde kıdem tazminatı, kısa çalışma uygulamasına başlamadan önceki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanır. Giydirilmiş ücret, brüt ücrete ilave olarak yol, yemek, yakacak, giyecek gibi düzenli yapılan ödemeleri de içerir. Mağazanın değişmiş olması kıdem tazminatınızı etkilemez, aynı işverene bağlı işyerlerinde çalışmanız yeterlidir. İki yılı tamamladığınızda kıdem tazminatınız, iki aylık giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanır. Hizmet süreniz iki yılı aşarsa, 6 aya kadar süre kıdem tazminatında dikkate alınmaz. Altı ayı aşan kısım ise yıla oranlanarak ödenir. Örneğin 2 yıl 8 aylık hizmeti bulunan kişinin kıdem tazminatı 2 aylık ücret artı, bir aylık ücretin 12’de 8’i oranında hesaplanır.
Yorum bırak