Kovid-19 pandemisi dolayısıyla mart ayında başlayan kısa çalışma uygulamasının süresi yıl sonuna kadar uzatıldı. Nisan mayıs aylarında yaklaşık 3.5 milyon kişi kısa çalışma ödeneği aldı. Eylül ayında bu sayı 1 milyona gerilemekle birlikte, pandeminin etkisinin yeniden şiddetlenmesiyle önümüzdeki dönemde ödenek alanların sayısının artma ihtimali bulunuyor.
Kısa çalışma kapsamındaki işçiler, çalışmadıkları sürelere ait brüt ücretlerinin yüzde 60’ı oranında ödenek alıyorlar. İşverenin ödeneğin üzerini net ücrete tamamlama zorunluluğu bulunmuyor. Bununla birlikte özellikle bazı sendikalı işyerlerinde işveren, ücret farkını ödeyerek işçisini mağduriyetten kurtardı. Bazı işyerlerinde bireysel iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesine dayanarak normal ücret dışında çeşitli ödemeler yapılıyor. Bunların başında yakacak, ikramiye, giyecek, çocuk, öğrenim, bayram ve ayakkabı yardımı gibi ödemeler geliyor. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (2018/9973 E. , 2018/22978 K.) 2008 küresel finans krizi sırasında kısa çalışma uygulaması yapılan işyerinde çalışan işçinin bu konuda açtığı davada emsal niteliğinde karar verdi. Sendikalı çalışan işçi, işyerinde 22 gün ve 42 gün olmak üzere kısa çalışma uygulandığını belirtti. Bu dönemde ikramiye, yakacak, çocuk, öğrenim, bayram ve ayakkabı yardımlarından faydalandırılmadığını, bu sosyal yardımların toplu iş sözleşmesi ile tanımlanmış haklar olduğunu, kısa çalışma sırasında iş sözleşmesi devam ettiğinden sosyal haklarının tam ödenmesi gerektiğini, toplu iş sözleşmesinde işçinin ikramiye ve yakacak yardımından faydalanabilmesinin fiili çalışma koşuluna bağlanmadığını ileri sürdü. Davacı işçi, kısa çalışma yapılan dönemde ödenmeyen ikramiye, yakacak, çocuk, öğrenim, bayram ve ayakkabı yardımı alacaklarının işverence ödenmesini talep etti. İşveren ise savunmasında kısa çalışma döneminde sadece işsizlik sigortası fonundan ödenek verildiğini, ikramiye, yakacak parası, çocuk parası, öğrenim yardımı, bayram yardımı, ayakkabı yardımı gibi ödemelerin “çalışma şartına” bağlı olduğunu, bu ödemelerin normalde her ay ücret ile birlikte ödendiğini, dolayısıyla işçilerin ücret almadıkları, fiilen çalışmadıkları dönemlerde bu sosyal yardımlardan faydalanma hakları olmadığını savundu. İşveren ayrıca kısa dönem ödeneği alan işçiye, işveren olarak herhangi bir ödeme yapması halinde kısa dönem ödeneğinin kesileceğini ifade etti. YARGITAY İŞVERENİ HAKLI BULDU İş mahkemesi, işverenin kısa çalışma döneminde çocuk yardımlarını ödemeye devam ettiğini belirterek, diğer sosyal yardımların da ödenmesi gerektiğine hükmetti. İşverenin temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, iş mahkemesinin kararını bozdu. Yargıtay kararında, kısa çalışma döneminde işçinin iş görme borcu ile işverenin ücret ödeme borcunun askıda olduğunu, yasa gereği sadece İŞKUR tarafından ödeme yapıldığından bu dönem için toplu iş sözleşmesinden doğan sosyal yardımlara hak kazanılmasının mümkün olmadığı belirtildi. KISA ÇALIŞMADAKİ İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI NASIL HESAPLANIR? Kısa çalışma döneminde işçi fiilen çalışmıyor. Kısa çalışma süresinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınıp alınmayacağı konusunda İş Kanunu’nda açık bir hüküm bulunmuyor. Yargıtay’ın bu konudaki içtihadı, kısa çalışma süresinin çalışılmış sayılan süre kapsamında kıdemine eklenerek kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gerektiği yönündedir. Altı yedi aydır kısa çalışma kapsamında yer alan işçilerin son bir yıllık kıdem tazminatı hesaplanırken, ödenek aldıkları günler de çalışılmış gibi kabul edilecek ve bu sürelere karşılık gelen kıdem tazminatını alabilecekler. |
Yorum bırak